Bonsai Tarihçesi
Bonsai bir kap içinde büyüyen bodur ağaç ya da çalıdır. Çok azı 70cm.i aşsa da, bir bonsai sanatçısının amacı bizi, doğada bulunan yaşlı bir ağacın minyatürüne baktığımıza inandırmaktır. Bonsaiye baktığınızda, altında oturmak istediğiniz bir ağacın yanında olduğunuz hissine kapılırsanız, bonsai sanatçısı başarıya ulaşmış demektir. Bonsai iki kelimeden oluşmuştur, "bon" tabak ya da tepsi ve "sai" ağaç ya da bitki anlamına gelir. Tam çevirisi "tabak içine dikilen bitki"dir. Yani bonsai, tabak/kap içinde büyüyen, doğadaki büyük formların aynısına benzeyen, minyatür ağaçlardır.
Bonsai Tarihçesi
Bonsai sanatı, bonsainin cennet ve yeryüzü, insan ve doğa arasındaki uyumun bir yansıması olduğuna inanılan Uzak Doğu'da ortaya çıkmıştır. Ruhsal kaynağı, insan ve doğa arasındaki uyum – başkalarının duygularını anlayabilme yetisinin (empati), büyüme ve gelişim süreciyle kazanılmasıyla açığa çıkan uyum - için çabalayan Doğu felsefesinin yaşama bakışında yatar. Bu uyuma bonsai yetiştirmekten daha iyi bir örnek verilemez.
Bonsai sevenler, ağaçlarının bakımı ve korunması için zaman ayırırlar. Bonsaileri sayesinde, mevsimlerin yeni bir ritmini yakalarlar, ve ağaçlarını şekillendirip küçülttükçe, içlerindeki yaratıcılığın gücü beslenir. Bonsai yetiştirmek oldukça dikkat ve özen isteyen bir uğraştır. Bu zorlu uğraşın karşılığında zihin sükunete kavuşur, iç huzura ulaşılır ve ruh tazelenir.
Tabaklara minyatür ağaçları ilk dikenler Çinlilerdir ve bugün bile bonsai Çin kültürünün bir parçası olarak hayatına devam etmektedir. Çin toplumunda olduğu kadar Tayvan, Tayland, Hong Kong ve Singapur gibi Çin'in dışındaki ülkelerde de bonsainin özel bir yeri vardır. Çin bonsai ustaları bugün hala "pun-sai" ile "pun-ching" arasında ayırım yaparlar. Çoğu için "pen-jing" kelimesi bonsainin her iki formunun da anlamını taşır.
"pun-sai", Japonca "bonsai" kelimesinin karakterlerinden meydana gelmiş olup herhangi bir bahçeye ait olmayan, peyzaj çalışması yapılmamış, bir kap içine dikilen ağaç anlamına gelir. "pun-ching" ise, bir kap ya da tepsi içine dikilen ve yeşillendirilmiş, çevre düzenlemesi yapılmış ağaç anlamına gelir. Pun-ching sanatı, Çin Hanedanlığının ilk zamanlarına kadar uzanır. MÖ 206 – MS 220 arasında, Çin peyzaj sanatçıları o zamanlardaki ünlü yapay kayalık bahçelerin minyatürlerini tasarlamaya başlamışlardı. Efsaneye göre Doğu Çin Hanedanlığı zamanında yaşayan büyük sihirbaz Fei Jiang-feng'in, dağları, nehirleri, kuşları, hayvanları, insanları, binaları, ağaçları bir kaba sığdıracak küçültme gücüyle donatıldığına inanılmaktaydı. Hemen hemen Pun-ching'in ortaya çıktığı aynı zamanlarda, pun-sai ile ilgili ilk bilgilere rastlamaktayız (MÖ 221-206). Ünlü şair ve üst rütbeli bir resmi yetkili olan Ton guen-ming, devlet işlerinden yorulup emekli olmuş ve yeni huzurlu yerinde saksılar içinde kasımpatı/krizantem yetiştirmeye başlamış. Bu, saksıların içine dikilen bitkilerin başlangıcı olup, minyatür ağaçlara yol gösterici bir gelişme niteliğindedir. 200 yıl sonra, T'ang zamanında yapılan resimlerden, bonsai saksıları içinde yetiştirilmiş çamlara, servilere, erik ağaçlarına ve bambulara rastlamaktayız. MS 1000 yılından sonra bile, Sung Hanedanlığında, pun-sai biçimlendirilmesine ilişkin zengin edebi şiirler bulunmaktadır.
Ch'ing hanedanlığı olarak bilinen barış döneminde ( MS 1644-1911), hem pun-sai hem de pun-ching sadece aristokratlar arasında değil, Çin toplumunun tüm sınıflarında bir hobi haline geldi. Batı dünyasına, önce Paris'te yapılan 1878 Dünya Fuarında, daha sonra 1909 yılındaki Londra Fuarında bonsai sanatını tanıtanlar Çinliler değil Japonlardı. Budist rahiplerin, 10. ve 11. yüzyıllarda bonsai'yi Japonya'ya dini inanışları nedeniyle taşıdıklarına inanılmaktadır. İnanışlarına göre "cennete götüren yeşillikli merdiven" olan bonsai, Tanrı ile insanlar arasındaki köprüdür.
Yuan hanedanlığı sırasında (MS 1280-1368), Japon hükümet bakanları ve tüccarları eve dönüşlerinde hediye olarak Çin'den bonsai getirdiler. 1644 yıllarında Çinli bir resmi görevli olan Chu Shun-sui, yanına tüm bonsai koleksiyonunu da alarak Manchu hükümdarlığından Japonya'ya kaçmıştır. Japonya'da bonsai sanatının yayılmasının en büyük nedenlerinden biri koleksiyonundaki paha biçilmez eserleri ve bilgisini japon kültürüyle paylaşmasıdır. İşte tam bu zamanlarda Japonya, başta Japon aristokrasisini, Samurai'yi, bozulmaktan koruyan ve ancak geçen yüzyılın sonunda herkes için hobi haline gelen kendi bonsai yetiştirme sanatını oluşturmaya başlamıştır.
Üç yılda Bonsai (Yeni başlayanlar için rehber)
Büyük New Orleans Bonsai Cemiyeti'nin 11 Eylül 1990 tarihindeki konferansında sunulmuştur.
(Bu makale daha sonra Amerika Bonsai Cemiyeti Dergisinde de yayınlanmıştır. 1990 yılı Cilt 24, Sayı 2, Sayfa 8-10)
1987 yılının 1 Ocak günü bonsai merakım için ilgilendiğim beşe yakın ağacım vardı. Yılbaşında aldığım, kötü şekillendirilmiş yeşil tepeli bir ardıçla (green mound juniper) birlikte bu gençlik hevesim tekrar canlanıverdi. Sonradan, bir çoğu dışarıdan satın alınmış olan birkaç yüz tane ağaç topladım veya çoğalttım ki bu ağaçlar bana, ileride oluşturacağım koleksiyonumda kullanmak üzere epeyce miktarda güzel örnek seçme fırsatı sundu.
Şu anda koleksiyonumda üç yıldan fazla süredir üstünde uğraştığım hiç ağaç yok. Üç yıllık bir zaman diliminde (çoğu zaman daha az sürede) bonsailerinizi size (üç yıl sonunda) sadece ufak düzeltmelerin (çimdikleme/pinching ve hafif budama) kalacağı bir şekli getirebilirsiniz. Bunun sırrı da basit: İyi kalitede malzemeler (material-ağacın kendisi kastediliyor) kullanın ve gelişme aşamasında ağaçlarınıza uygun müdahalelerde bulunun. Bu söylediklerimde en küçük bir abartma söz konusu değil, çünkü bunu ben yaptım ve başlarken hiçbir özel yeteneğim ya da bilgim de yoktu.
İyi kalitede malzemeler kullanın ve gelişme aşamasında ağaçlarınıza uygun müdahalelerde bulunun. Klüp toplantılarında ve diğer yerlerde çok uzun zamandır üzerinde çalışılan ancak pek fazla ilerleme kaydedilememiş birçok bonsai inceleme fırsatı buldum. Kimi zaman malzemesi iyi değildi ancak çoğunlukla da üzerinde çalışan kişi bonsaisini yetiştirirken uygun adımları atmamıştı.
Bonsain gelişiminin yavaşlamasına sebep olan, en bilinen yanlışlar
1- Küçük malzemelerin (ağaçlar kastediliyor) saksılarının hemen değiştirilmek. Daldan kesilerek üretilmiş köklü bir parçanın (rooted cutting) veya küçük bir ağacın hemen bonsai saksısına konulması bir şey sağlar: Yavaş büyüme. Sanırım bu hata, bonsailerin küçük bırakılan veya yavaş büyüyen cüce ağaçlar olduğu yönündeki düşünce yapısından kaynaklanıyor.
Tam olarak şeklini almış bir bonsai gerçekten de küçük kalmış bir cüce ağaçtır ve yavaş büyür. Gelişmekte olan bonsailer ise cüce ağaçlar değildirler ve yavaş büyümemelidirler. Gövdenin ve dalların gelişmesi için sağlıklı bir gelişim sürecine ihtiyaç vardır. Ayrıca erkenden bonsai saksısına konan ağaçlarda görüyorum ki genelde fidan satış yerlerinden buldukları yanlış tipte toprakların içine yerleştiriliyorlar.
Bu topraklar bonsai saksılarında kullanmak için uygun değildir çünkü bonsai için gereken sulama oranı uygulandığında çok çabuk sertleşiyorlar. Sonuç ise ağacın köklerinin giderek daha fazla boğulması ve yavaş büyüme (ya da büyümeme) oluyor.
2- Tam olarak gelişmemiş bonsai veya aday ağaçlar (stock) üzerinde düzeltme teknikleri uygulamak. Henüz gelişmemiş ağaçlar üzerindeki yeni sürgünleri çimdilemek (pinching) sadece dal yapısını geliştirir, başka bir şey yapmaz. Bonsai gelişirken sadece ağacın diğer bölgelerine nazaran fazla kuvvetlenmiş bir bölümünün kuvvetini yatıştırmak için yeni sürgünler çimdiklenir/parmakla kısaltılır.
3- Yeterli bahçecilik araştırması yapmamak. Ağacınızın saksısını değiştirmek için çok istekli olsanız da su tahliyesi (drainage) yetersiz olan bir toprak kullanmak ağaçlarınızın gelişimini yavaşlatmaktan başka bir şey getirmeyecektir. Bu şekilde onları zayıflatmak da ağaçlarınızı böcek ve hastalıklara daha açık bir duruma getirecek, özellikle sert kış mevsimi de onları öldürecektir.
Yetersiz güneş ışığı uzun sürgünler şeklinde büyümelere neden olacak ve kocaman yaprak düğümleri (internode) olan uzun sürgünleri beraberinde getirecektir. Güneş ışığı besin üretimi için zaruridir bu yüzden ağaçlarınızı gübrelediniz diye karınları doydu sanmayın. Sizin yapmanız gereken ağaçlarınızın kendi başına besinlerini üretebileceği ortamlar hazırlamaktır.
4- Ağaçların üzerine titremek. Her gün ağaçlar üzerinde çalışılırsa en deneyimli sanatçılar dahi eserlerini her incelediklerinde yeni hatalar bulabilirler. Yeni başlayanlar ise her seferinde bu hatalarını düzeltme yanlışına düşer. Bir gün bir dalı telle sarar ve onu eğer, ertesi gün açı uygun değildir ve biraz daha eğer. Bir sonraki gün eski açının daha iyi olduğuna karar verir ve tekrar düzeltir. Ertesi gün dal ölür..
Tecrübelerime göre ağaçlar sevgi ve dikkatin ancak o kadarına dayanabilirler. Her gün ağaçlar üzerinde güvenle yapabileceğiniz tek şey onları sulamaktır. Çok kuvvetli giden sürgünleri birkaç günde bir çimdikleyerek koparıp, haftada bir gübreleyip, ayda bir ince dalları telle sararak hafifçe budayıp, yılda iki kez ana dalları kesip yılda bir kez ağır budama yapılabilir. Daha fazlası ağaçlar için iyi değildir, sadece kendinizi geçici olarak iyi hissetmenizi sağlar. Ancak eninde sonunda ağacınızın gelişimini yavaşlatır.
Bonsai adaylarının gelişiminde, uyulması gereken en önemli birkaç kural
Bu kurallar başarıyı garantilemese bile kesinlikle başarı ihtimalini arttıracaktır:
1- Bir sürü ağaç edinin. Bu, emekli olup bütün gününüzü ağaçlara ayıran birisi değilseniz, yüzlercesiyle uğraşması zor olduğundan yukarıdaki 4. maddede yapılan hatayı da yok etmeye yarayacaktır.
Neden çok ağaç alınmalı? Şunu keşfettim ki, bonsai ile ilgili olarak öğrendiklerinizin miktarı ve öğrenme hızınız kaç tane ağacın üstünde çalıştığınız ile direk olarak alakalı. Eğer 100 ağaçtan 20 tanesini mahfeder ya da öldürürseniz elinizde tecrübelerinizi uygulamak için 80 ağaç kalmış olacaktır (ve bu ağaçlar ölümden korktuklarından, uygulamalarınıza daha istekli cevap vereceklerdir).
Eğer 5 tane ağaçla başlar ve onları bozar ya da öldürürseniz tekrar baştan başlamak zorunda kalacaksınız ve değerli vaktinizin önemli bir kısmını kaybedeceksiniz. Ayrıca sonuçta 50 ağaçlık bir koleksiyonunuzun olmasını amaçlıyorsanız, 50 ağaçla başlayarak amacınıza ulaşma ihtimalini çok azaltmış olacaksınız. Bu ağaçlardan bazıları ölecek, bazılarının ise aslında pek de uygun ağaçlar olmadıklarını göreceksiniz.
Eğer 500 ağaç üzerinde 10-15 yıl çalışırsanız size garanti ederim ki sonuçta gururla göstereceğiniz 500 değil ama 50 ağacınız olacaktır.
2- Kuvvetli/hızlı şekilde büyüyen ve gelişen basit ağaçlarla başlayın. Bonsaiyi çam, kayın, meşe, kızılcık (dogwood) gibi ağaçlar üzerinde öğrenmeye çalışmayın. Hüsrana ve hayal kırıklığına uğrayacağınızı neredeyse garanti edebilirim.
Onların yerine uğraşılması daha kolay olan Çin veya oval yapraklı ligustrum (privet), Amerikan karaağacı, hackberry (sanırım bir vişne ya da kiraz çeşidi), Çin tatlı eriği, su karaağacı (water-elm), yeşil tepeli ardıç (green mound juniper), Çin karaağacı gibi türleri deneyin.
Diğer ağaçlar için çevrenizdeki uzman kişilere danışabilirsiniz. Ardıç dışındaki bu türlerin hepsi ne kadar ağır budama yaparsanız yapın tekrar tomurcuklar verecektir.
3- Ağaç satın alırken mümkün olduğunca bonsai olmaya yakınlarını, bir nebze tamamlanmışlarını tercih edin. Onlara zaten verilmiş olan şekillerin dışında başkalarının çalışmalarını bakarak da birşeyler öğrenebilirsiniz.
4- Ağaçları doğadan nasıl alacağınızı öğrenin. Zaten bonsaiye başlamanın en hızlı ve iyi yolunun, gövdesi iyi görünümlü ve kalın (en az 2,5cm veya daha kalın) bir ağaç ile başlamak olduğunu eninde sonunda anlayacaksınız.
Toplanmış ağaçların kendi cazibeleri de vardır. Bununla birlikte aslında bonsaiyi yetiştirirken zaman kazanmanıza yaramaz. Dalların düzgün şekilde gelişmesini sağlamak yine ortalama 3 yıl alacaktır. Ancak bonsainin hangi aşamasında olursa olsun daha büyük gövde göze daha hoş gelecektir.
Böyle kısa bir yazıda nasıl ağaç toplayacağınızı söylemek çok zor ama başlangıç seviyesindeyken sadece baharları toplamanızı öneririm. Bilgi ve beceriniz arttıkça toplama zamanınızı diğer aylara (tabii türlerin özelliklerini de dikkate alarak) yayabilirsiniz. İlk zamanlar %30-%50 olan başarı yüzdeniz ileriki zamanlarda %80'lere çıkacaktır.
Şunu unutmayın; yapraklı ve geniş yapraklı her dem yeşil ağaçları toplarken tek bakmanız gereken bu ağaçların şekilleri, kalitesi ve gövdelerinin sivriliği olmalıdır. Gerisi daha sonra şekillendirilebilir.
5- Büyük ağaçlar toplayamıyor ya da satın alamıyorsanız küçük ağaçlarınızı bir alana veya çok büyük saksı/kutulara gömün. Bu, gövde kalınlığı için gerekli olan hızlı gelişimi sağlayacaktır. Ağacı ilk yıl ağır bir şekilde budayın ve başka bir budama yapmadan tekrar gelişmesine izin verin. İsterseniz ilk olarak gövdeyi telle sarabilirsiniz ama eminim budama ve yetiştirme çalışmalarınız sırasında üç yıl içinde daha orijinal, daha az uyduruk olan bir dizayn bulacaksınız.
Eğer ağacınızı bir alana (ground) ekebiliyorsanız, köklerin çok fazla sınırların dışına gitmemesi için iki yılda bir kök budaması yapmanızı tavsiye ederim. Ağaçlar güvenliklerini, köklerini besin aramak için uzaklara göndererek sağlarlar. Tabii bu aday ağaçları kendi alanınızda yetiştirip düzenli kök budaması yaparsanız, istediğiniz boyuta gelip onları almaya karar verdiğinizde daha az sorunla karşılaşırsınız demektir.
6- Ağaçlarınızı gübreleyin. Bu muhtemelen bonsai sanatçılarının en kolayca ihmal ettikleri görevlerinden biridir. Ve gübreden kısmayın. Tam ağacın istediği kadarını verdiğinizi anlayana kadar gübrelerinizle deneyler yapın. Hepimiz o geleneksel fikirlerin etkisinde kalıp bonsaimizi gücü düşürülmüş gübrelerle beslemeye çalışırız. Bonsai toprağının gözenekli yapısının da etkisiyle besinler topraktan hızlı şekilde kaybolduğundan bonsailer de en az diğer süs bitkileri kadar gübrelenmelidir. Mümkün olduğunca kısa sürede büyümelerini amaçladığınız aday ağaçlarınızın ihtiyaçları olan tüm besinleri almaları gerekmektedir.
Peki hangi gübreyi kullanacaksınız? Gübrelerin literatürde bulunan yüzlerce çeşitleri vardır. Ben teras/bahçe bitkileri için 20-20-20 değerlerinde hazırlanmış Miracle Gro sıvı gübrelerle, kan ve kemik tozu gibi organik maddeleri dönüşümlü olarak kullanıyorum. Kullandığım organik maddeleri genelde kaşıkla toprağın üstüne yeterli olduğuna kanaat getirene kadar döküyorum, toprağın üstünden kaybolunca bir miktar daha veriyorum. Kullandığım sıvı da gücü yüksek bir sıvı.
Toprağınızın pH değerini de asidik toprakları seven ağaçlar için (bir çoğu bu tür toprağı sevmektedir) uygun düzeylerde tutun çünkü alkali topraklarda besinler 'kilitli kalabilir' (toprağa işleyemezler). Eğer ağaçlar yeterli düzeyde yağmur suyu alıyorlarsa bu sorun olmayacaktır ancak iki hafta veya daha uzun süren kuraklık dönemlerine girdiğinizde toprağın asiditesini arttırmak zorunda kalacaksınız.
Ben bunu şöyle yapıyorum; bir galon (3,78lt'ye karşılık geliyor) suya bir buçuk kaşık sirke koyup bununla ağaçlarımı suluyorum. Bu karışımın pH değeri yaklaşık 4,5-/5,0 civarlarında olup ağaç zarar görmeden toprağın pH'ını düşürmek için yeterli bir miktardır. Sirke kullanmanın bir diğer avantajı da organik asit olduğundan uzun süreli kullanım sonrasında tuz yüklenmesine sebep olmayacaktır.
7- Kendinizi hazırlayabilmek için bonsai konusunda bulduğunuz herşeyi okumaya çalışın. İlk şart uygulama yapmak için okumayı ertelememektir. Kitap ve makaleler okuyun ve bir teknik görüp uygulamak isterseniz onu uygulayın. Öğrenmenin en güzel yolu budur.
8- Klüp toplantılarına katılın. Sıklıkla miyopmuşuz gibi davranırız ve bahçemize tıkılı kalır, diğerlerinin ne yaptığını görmeden kendi ağaçlarımıza gömülürüz. Klüp toplantılarını karşılıklı tozlaşma (cross-pollination) olarak düşünün. Ağaçlarınız hakkında en bilinçli kişi sizmişsiniz gibi davranmayın, hepimizin pek de güzel yetiştirilememiş ağaçları var. Ödül almış kreasyonlarımızla ilgili hepimiz olaya biraz koruyucu yaklaşsak da gördüğüm kadarıyla bonsai ile uğraşan insanlar genelde kötü niyetli kimseler değiller ve hemen hemen hepsi bonsainizle ilgili sorunları çözmeniz için çok istekli davranıyorlar. Tek yapmanız gereken onlara bir şans vermek.
Peki ya şekil verme / dizayn?
İlk başlardaki bonsai çalışmalarımızdaki şekil verme çalışmaları sırasında bir çoğumuz sanatı hesaba katarız. Bazı bonsai meraklıları diğer sanat dallarında yetenekli insanlar olabilirler ama bir çoğumuz değiliz. Bu sizin bonsainiz. Onu siz şekillendireceksiniz ve diğerleri çalışmanızı negatif şekilde eleştirecek.. Bu tür bir fikir yapısıyla önünde birbirine girmiş dallarla dolu bir ağaca yaklaşan insanın cesaretini kırarsınız.
Size şunu sanatı ve dizaynı unutun da diyebilirim ama bu zorluklarla yüzleşmemeniz demek olur. Ancak şunu söyleyebilirim ki bu işe başlarken teknikleri öğrenmek için mümkün olduğunca gayret sarfedin. Dalları budamayla nasıl incelteceğinizi öğrenin. Tel sararak dalları ve gövdeyi nasıl eğeceğinizi öğrenin.
Yukarı doğru düz (formal upright), yukarı doğru düz olmayan (informal upright), eğik (slanting), süpürge (broom), şelale (cascade) stillerini meydana getiren etkenlerin ne olduğunu öğrenin. Doğadaki ağaçları inceleyip nasıl geliştiklerini anlamaya ve o şekillerinin küçüklerini oluşturmaya çalışın. Ağaçlarınız yeterince yol aldığında nasıl budanacaklarını ve parmakla kopararak (pinching-çimdikleme) nasıl düzene sokulacaklarını öğrenin. Aday ağaçlarınızı her iki yılda bir saksılarından çıkarıp kök budamasının nasıl yapılacağını ve ağaçları nasıl etkilediğini öğrenebilirsiniz.
Başlangıç seviyesindekilere, istenen bonsai dizaynının verilmesi için birkaç öneri
1- Yeni başlarken yukarı doğru düz olmayan (informal upright) veya eğik (slanting) sitiller üzerinde çalışın. Bunlar yapması en kolay bonsai sitilleridir.
2- Fotoğraflardan ve diğerlerinin bonsailerinden gövde şekillerini inceleyin, gövde şekli dizaynınızın temeli olacaktır. Unutmayın, uygun gövde dizaynında ağacın alt tarafta kalan yarısı veya üçte ikilik bölümdeki yön değişimleri 3-4'ü geçmemelidir. Bundan fazlası çok uyduruk/yapay görünecektir. Ayrıca ağacın hem önden arkaya hem de yanlara doğru hareketi de son derece önemlidir. Gövde şekillerini inceleyerek aday ağaçlarınız üzerinde çalışmanız gerektiğinde becerinizi arttırmış olursunuz.
3- Bırakın çalışmanın büyük kısmını ağacınız yapsın. Boyutu ve kalitesinin iyi düzeyde olduğuna karar verdiğinizde ağacınız size zaten kendisi önerilerde bulunacaktır zaten. Onları dikkate alın. Farkına vardım ki doğanın Allah vergisi dizaynının önüne geçmek çok güç. Bu özellikle de doğadan toplanan ağaçlar için geçerli. Genelde ağaçları doğadan topluyoruz çünkü gövdelerinin belirli bir şekilleri ve karakterleri var. Öyleyse neden onları eve getirip olmadıkları bir şekle sokmaya çalışıyoruz ki?
4- Gövde yapısı anlaşılıp tespit edildikten sonra dallar ağacın kendini göstermesi için en büyük önemi arz eden parçası oluyor. Ağacın gövdesinin dörtte biri ile onda dörtlük kısımlarından başlayarak kabaca her kıvrımda dalların oluşmasını sağlayın ve ağacın tepesine doğru ilerleyerek bu şekilde devam edin. Her bir dalı telle sarıp yerini belirleyince ağacınızı yere koyup karşıdan bakın. Bu size dal yapılanmasında işi ne denli doğru yapıp yapmadığınızı söyleyecektir (bir dal diğerinin üstünü kapatmamalıdır).
Diyelim ki dalları istediğiniz mükemmel yapıda düzenleme lüksüne sahip değilsiniz, ne yapacaksınız? Özgür bırakın (Ad lib.) Nadiren, her şeye rağmen çalışmaya devam ederek mükemmel bir dal düzeni sağlayabilirsiniz. Deneyimsiz sanatçılar bunu üzüntüyle karşılayacak olsalar da profesyoneller dal kümelerini istedikleri yere gelmeleri içir sert bir şekilde düzene sokabilirler (aslında esas amaç da budur). Bu bonsaide kandırmaca değildir. Bu uzlaşma sanatıdır, sanatın uzlaşması değildir. Ortaya uygunsuz bir görüntü çıkma ihtimali olsa da sıklıkla, hatta belki de pek çok zaman sonuç gerçekten benzersiz ve üstün olmaktadır.
5- Artık ağacınızı yukarı doğru daralan bir koni şeklini alması için budayın ve tepesinin bir nebze yumuşak ve tombulca kalmasını sağlayın.
6- Bütün bunları yaptıktan sonra ağacı bir süre rahat bırakın. Herhangi bir traşlama/ufak düzeltme (trimming) yapmadan önce sadece gübreleyip sulayın. Unutmayın besinlerini yedeklemek için yeniden ve yeniden gelişebilecekleri dönemlere ihtiyaç duyarlar. Bu özellikle sonbaharın yaklaştığı süreç için çok önemlidir.
Bonsai ile ilgilenmeye daha geçen hafta başladıysanız
Bu yazılanlar bonsai yapmak için zorlu bir rehber olarak görülebilir ama sanırım bir nebze faydalı olacaktır. Akılda tutulması gereken bir diğer şey de bir çoğu berbat ve ölümcül olan hatalar (sizin değil ağaçlar için :) aslında bonsai dünyasına kabulün giriş ücretidir.
Hata yapma korkusunun sonucu ne olacaksa olsun sizi birşeyi yapmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Ağaçları üzerinde berbat hatalar yapmamış tek bonsai yetiştiricileri başlangıçta hiç ağaç yetiştirmemiş olanlardır. Bunlar 'cek cakçılardır'. Ağaç toplamaya gidecekler, vakitlerini oralarda harcayacaklardır falan filan...
Sabırlı olmak bir bonsai yetiştirebilmek için ön şart mıdır?
Genel inanışın aksine bonsai ile uğraşanların hepsi sabırlı insanlar değillerdir. Şimdiye kadar hiç, bonsaisinin gelişmesi için yirmi yıl beklemek istediğini söyleyen birisiyle karşılaşmadım. Genelde herkes ağaçlarının derhal mükemmel görülmesini ister. Biz gerekli olduğu için sabırlıyız. Japonlar doğadan toplanmış eski ağaçlar konusunda uzmandırlar çünkü onlar da beklemek istememişlerdir.
Hayır, bonsai ile uğraşmak için en önemli kişisel vasıf dirençtir. Eğer bir dalı kırar ve hemen vazgeçerseniz asla güzel bir bonsai yapamazsınız. Eğer yirmi tane ağacı şekle sokup saksıya koyarsanız ve hiçbirini beğenmeyip yirmi tanesi ve tekrar bir yirmi tanesi ile, ta ki onları beğenene kadar uğraşırsanız bu işi becerebilirsiniz. Asla pes etmeyin. Söz veriyorum, bir gün bir ağacı şekle sokacaksınız ve karşısına geçip şeklinden heyecanlanacaksınız ve ertesi gün diğer bir ağaç için de aynı hisleri yaşayacaksınız. Sanatçılık kendisi sizi bulacak. İşte o an, bütün hayal kırıklıklarına ve kafa karışıklıklarına değdiği andır.
Son olarak, bonsai tek başına bir bahçe merakı veya hoş bir hobi ya da hatta bir sanat olarak düşünülmemelidir. Bonsai hepsinden daha fazlasıdır ve inanıyorum ki ilerleme kaydettikçe ağaçlarınızla aranızda bir arkadaşlık bağı oluşacaktır. Başka şeyleri tam anlayıp anlamayacağınızı bilmiyorum ama kuru bir sonbahar akşamı akçaağaç ve karaağaçlarınızın kırmızı, sarı ve tunç rengi yaprakları dallarını terk etmeye başladığında bonsainin gerçek mucizesi biraz daha netleşecektir.